1 Grafoloji ve Adli Grafoloji nedir arasındaki benzerlikler ya da farklılıklar nelerdir.
Grafoloji: İnsanların günlük hayatlarında karşılarına çıkan olumlu ya da olumsuz hadiselerden etkilenerek iç dünyasına yansıttığı sevinç, üzüntü, korku, endişe, panik, düşünce, eğilim, vb. duygu davranışlarını yazısı, imzası veya yaptığı şekillere yansıtmasıdır.
Adli Grafoloji: grafolojiden farklı olarak insanın kaligrafisine ve karakterine oturmuş ve değişmeyen kalem el hareketlerinin üzerinde durarak kime ait olduğunu bulmaya çalışır. Yani kişinin 18-20’li yaşlarında kişiliği oturduktan sonra kendisine has yazı ve imza karakteri oluşur. Çoğu zaman istese de bu el hareketlerini değiştiremez. Çünkü beyinden çağrılan harf ve işleklik derecesi talimatı kol ve el yardımıyla satıh üzerine düşürülür.
Adli Grafolojinin ana konusu kişinin psikolojik durumunun ne olduğu değil, yazı veya imzanın kime ait olduğudur. Bu sebeple; yazılardaki büyük ve küçük harf karakterlerinin tersimi aynı mı, bağlantılı el yazısı yazma itiyadi özelliği var mı, yuvarlak harf ve rakam karakterlerinin başlangıç istikameti neresidir, noktalama ve sedil işaretlerinin çekilişi nasıldır vb.
İmzanın başlangıcında kalemi nereye koyarak baskıyı başlatır, nerede elini kaldırır, noktalama veya sedil işaretinin başlangıcı hangi istikametten yapar ve konumu nerededir, harf karakterleri içeriyor mu, bağlantıları mevcut mu, yükseklik derecesi nedir, işleklik oranı nedir, yayılma aralığı nedir, vb. sorulara cevap arayarak sonuca ulaşmaya çalışır.
2 SAHTECİLİK NEDİR?
Olmayan bir belgeyi düzenlemek veya mevcut gerçek bir belge üzerinde tahrifat yapmak suretiyle değişiklikler yapmak ve bu dokümanı çıkar sağlamak için kullanmaktır.
Özetle; haksız menfaat temin etmek amacıyla kanuna aykırı olarak hazırlanmış her türlü evrak ile var olan bir belge üzerinde değişiklik yapılmak suretiyle aldatma ve menfaat kastı, sahteciliğin konu ve kapsamı içine girer.
Hukukta; kanıt olarak kullanılan bir belgenin düzmece olması şeklinde ifade edilir.
Sahtecilik suçunun oluşması için dokümanın kasıtlı olarak sahte tanzim edilmiş ve ikinci şahıslara ya da kurumlara zarar verici nitelikte olması ve haksız kazanç sağlamış olması gerekmektedir. Dokümanın sahte ya da gerçek olduğunu tespit etmenin amacı, soruşturmanın hedefine ve söz konusu belgenin çeşitliliğine göre değişir.
Sahtecilik konularına ilişkin soruşturmalar, bilimsel teknik ve metotlarla araştırılması gereken bir sistem olduğu için yazının icat edildiği Sümerler döneminden bu güne kadar yazı ve şekiller üstünde dikkatli inceleme yapabilen, tecrübe sahibi, ayırt edebilme melekesi gelişmiş, ciddi, objektif bakabilen kişilerin inceleme, kanaat verebilme ve değerlendirme yeteneklerine ihtiyaç duyulmuştur. Günümüzde bu işi Adli Grafoloji Bilirkişileri ifa etmektedir.
3 SAHTECİLİK ALANINDA YAPTIĞIMIZ İNCELEMELER NELERDİR?
Her türlü belge üzerinde bulunan;
a. Yazı ve İmza incelemesi yaparak hangi şahıs eli ürünü olduğu kanaatini bildirmek.
b. Daktilo Makinesi ve Printer yazı çıktılarını incelemek hangi daktilo makinesiyle yazılmış olduğunu, hangi cins yazıcı çıktısı olduğunu tespit etmek.
c. Doküman üzerinde tahrifat yapılıp-yapılmadığını tespit etmek, yapılmışsa neresinde nasıl bir tahrifat yapıldığına dair rapor düzenlemek.
ç. Belge üzerinde Fulaj izi olup olmadığını, fulaj izi mevcut ise görüntüleyerek davanın seyrine ışık tutmak.
d. Dokümanlar üzerinde bulunan Mühür ve kaşe izlerinin orijinal izler ile mukayese ederek aynı olup olmadığını tespit etmek.
e. Mürekkepli kalemlerle yazılmış yazılarda görünür yakın kızılötesi ve floresan ışık kaynakları kullanarak farklı ikinci bir cins kalemle ilave ve eklenti yapılıp yapılmadığını tespit etmek.
f. Dokümanlar üzerinde bulunan fotoğraf, pul, imza, hologramın orijinal olup olmadığı, transfer yapılıp yapılmadığını tespit etmek.
g. Orijinal dokümanlar üzerinde bulunduğundan şüphe edilen gizli yazılar bulunup bulunmadığını tespit etmek.
ğ. Fotokopi dokümanlar üzerinde bulunan yazı ve imzaların hangi şahıs eli ürünü olduğunu tespit etmek. (Yazı ve imzaların fotokopi veya diğer teknolojik imkân vasıtasıyla başka bir belge üzerine transferi yapıldıktan sonra fotokopisi çekilmiş ise yazı ve imzanın hangi şahıs eli ürünü olduğu kanaati verilebilir. Ancak, belge aslına sadık kalınıp-kalınmadığı, transfer yapılıp-yapılmadığı anlaşılamayacağından dokümanın orijinali temin edilmelidir. Gerçekte böyle bir transfer yapıldıktan sonra fotokopi tekniği de kullanılarak çoğaltılan bir belge üzerinde transfer emaresi bulunmayabilir. Bu hususta Photoshop gibi program ve tekniklerle transfer emarelerinin yok edilebileceğini fotoğrafçılık konusunda uzman kişiler gayet iyi bilirler.)
h. Fotokopi veya suret koçan belgelerin orijinal belge aslı ile aynı olup-olmadığını tespit etmek.
ı. Dokümanlar üzerinde bulunan yazıların bir defada yazılıp-yazılmadığını tespit etmek.
i. Dokümanların bir bütün olarak ya da sahtecilik yapılmış bölümünün tespitini yapmak ve Aldatma (iğfal ve İkna) Kabiliyetine haiz olup-olmadığı hususunda bilirkişi raporu tanzim etmek.
4 Sahteciliğin suç unsurları nelerdir?
Kamuda güven telkin eden bir dokümanın gerçeğe aykırı düzenlenmesi veya gerçek bir belgeye ilave yapılması, tümünün veya bir kısmının değiştirilmesi eylemlerini suç sayarak ceza yaptırımına bağlanmış ve bu türdeki eylemlerin kamu güvenini sarstığı kabul edilmiştir.
Sahteciliğin ilgi alanı dokümanın kendisi ve üzerinde yapılan işlemlerdir. Yargıtay belgeyi “hukuksal hüküm ifade eden ve bir hakkın doğmasına, bir olayın ispatlanmasına yarayan yazı” şeklinde tanımlar. Belgenin taşınır bir objenin üzerine yazılmış olması, belli kişi veya makama ait bulunması, hukuksal bir olayı veya bir hakkı ispatlamaya elverişli olması ve hukuksal değerde bulunması gerekir.
5 Sahtecilik türleri nelerdir?
A. Külli (dokümanın bütünündeki) sahtecilik
Sahtecilik yapan kişi, geçerli olan bir belgenin benzerini sahte olarak üretme eylemini gerçekleştirmiş olmalıdır. Örneğin bir banknotu sahte olarak üretmiş olmak, çek sayfasının fotokopi yöntemiyle çoğaltılarak piyasaya sürmüş olmak, vb.
B. Kısmi sahtecilik
Yürürlükte olan bir belge üzerinde silinti, kazıntı, lekeleme, ilave ve ekleme yapılması eylemleridir. Başka bir ifadeyle, doküman üzerinde bulunan kelime, tarih, fotoğraf ve işaretlerin değiştirilerek anlam veya miktar bakımından tahrifata uğratılmasıdır.
6 El yazısının tanımı nedir?
El yazısı; kalem ve benzeri cisimler yardımıyla, alfabenin büyük ve küçük harf karakterlerini yazım tekniklerine uygun olarak bir araya getirip birleştirerek kelimeler, cümleler ve paragraflar oluşturmaktır.
Yaklaşık 110 yıl önce Alman profesör W.Preyer “yazının belli kasların eğitilmesi ile değil, beyin tarafından oluşturulduğunu” söylemiştir. Bu alanda yapılan sonraki çalışmalar da yazıda en etkili organın beyin olduğunu ortaya koymuştur. Nörofizyolojik araştırmalar sonucu el yazısının karmaşık olarak beynin bölgesince oluşturulabildiği saptanmıştır. Beyindeki sinirsel iletişim ve mekanizmaların işlevi henüz tam keşfedilmemekle birlikte en gelişmiş bilgisayarın da ilerisinde olduğu kanıtlanmasına ihtiyaç duyulmayan bir gerçektir.
Beyin lobları arasında sinirsel iletişim ile planlanan hareket sonucu harf karakterleri bellekten çağrılarak kol ve el unsuru ile yazıya dönüşür. Sadece bir harfin oluşumu ve bellekten çağrılması için beyinde pek çok uyarı oluşmasına neden olur. Hareketin değişen her yönü beyinde yepyeni uyarıların doğmasını gerektirir. Zaman içinde yazma kabiliyeti hızlandıkça bu uyarılar seri ve blok haline gelerek kalıplaşır. Bu kalıplar da yazı alışkanlıklarını ortaya çıkarır. Yazının bireyselliği bu kalıplardan gelir. Bu bilinçsizce faaliyet dikkat, bellek, düşünme, konuşma, okuma ve hayal gücü gibi beyinde pek çok merkezin karmaşık etkide bulunduğu bir olaydır.
Yazı incelemelerinde uzmanlar, yaptıkları incelemeyi değişik fiziksel teknikler kullanarak bilimsel metotlara göre yürütmeye çalışırlar. İnsanlar yazı incelemelerini genelde diğer fiziksel delillerin incelenmesi gibi sanmaktadır. Tek bir çizginin bile hangi şahıs eli ürünü olduğunun ayırt edilebileceğini düşünürler. Bilirkişi için önemli olan bol miktarda mukayese yazıların temin edilebilmesidir.
Eğer incelenmesine ihtiyaç duyulan belge üzerindeki yazılar büyük harf karakteri ile yazılmışsa, mukayese yazılarında büyük harf karakterleri ile alınmış olması, küçük harf karakteri ile yazılmışsa, mukayese yazılarında küçük harf karakteri ile alınmış olması, rakam ihtiva ediyorsa ihtiva eden rakamların aynılarının temin edilmesi gerekir. Yani belge üzerinde “KIRIKHAN/HATAY” yazısı varsa şüpheli şahıstan, bol miktarda aynı harf karakterlerini içeren mukayese yazılarının alınmasına ihtiyaç vardır. Aynı şekilde, yazı “Kırıkhan/Hatay” şeklinde yazılmış ise; küçük harf karakterlerinin temin edilmesi gerekir. Belge üzerindeki rakamlar “23.04.1966” rakamı içeriyorsa şüpheli şahıstan “0, 1, 2, 3, 4, 6” ve “9” rakamlarının mukayese için yazılması istenilmelidir. Böyle bir tarih içerisinde geçen rakam karakterleri ile mukayese edilmesi için “5, 7, 8” rakamlarının temin edilmesi bilirkişinin hiçbir işine yaramayacaktır. Ayrıca, şahsın huzurda sağ ve sol elinden alınmış mukayese yazılarının da temin edilmesi gerekir.
Huzurda alınan mukayese yazılarda zanlı yakalanma endişesi içerisinde olduğundan, yazılarını değiştirme gayreti içerisinde yazacaktır. Bu nedenle zanlının daha önceden düzenlenmiş belgeler üzerinde bulunan samimi mukayese yazılarının da temin edilmesi gerekir. Samimi mukayese yazılar; kişinin adli bir olaya konu olacağını bilmeden günlük hayatı içerisinde yazmış olduğu yazılardır.
7 DEĞİŞTİRME GAYRETİ İLE YAZILMIŞ YAZILAR nasıl olur?
Zanlı sıfatıyla mukayese imzasının tedarik edilmeye çalışıldığını kavrayan ve kendisinin de dava konusu belge üzerinde yazısı bulunan şahıs, suça iştirak ettiğini iyice idrak eder ve huzurda alınan mukayese yazısından kendisinin kimliğinin açığa çıkmasını önleme eğilimi içerisine girer. Zanlı bu esnada tedirgin bir psikoloji içerisine girer, bocalama safahatı, anlak seviyesi düşüşü, ısıya maruz kalınmadığı halde vücut ve yüz bölgesinde terleme görülür. Kendisinin böyle bir vakaya karışmadığını inkâr edercesine ve özgüveninin yerinde olduğunu, masum olduğunun kabullenilmesinin gerektiğini vurgularcasına yavaş ve ağır hareket etmeye çalışır. Huzurda alınan mukayese yazısını da değiştirmeye gayret eder.
Ancak, mukayese yazının bir bütün olarak ele alındığında harf karakterlerinde, form ve yayılma aralığı, birbirlerine bağlanışları, noktalama ve sedil işaretlerini yapılış ve konumu, yuvarlak harf ve rakamların başlangıç ve bitişi, vb. farklılıklar bilirkişi tarafından yapılacak inceleme ve karşılaştırmalar ile tespit edilir ve zanlı kimliği açığa çıkarılır. Yazılar çoğu zaman parmak izi gibidir. Kimliğinin açığa çıkmasını önlemek neredeyse imkansızdır.
Dava içeriği belge genelde tehdit, şantaj, menfaat temini veya iftira niteliği taşır. Ayrıca bu tür dokümanlar kâğıt, mukavva, vb. çeşitlilikten başka duvar, cam, yazı tahtası, kapı gibi objeleri de kapsar.
8 İmzanın Tanımı nedir?
İmza; kişinin kimliğini simgeleyen ve onun çeşitli belge ve dokümanlar üzerinde hak ve yükümlülüklerini ifade eden kendisine has özel bir işaret ve simgedir.
Soyadı kanununa göre imza, önce öz sonra soyadı yazılmak suretiyle atılır. Ancak, sadece öz ve soyadı ile imza atılmasına engel bir hal olmadığı gibi, takma ad ile de imza atılması mümkündür. Önemli olan, atılan imzada kişinin kimliğini ifade etmesidir. Ayrıca, imzanın taklit edilebilir cinste ve basit kaligrafide olmasından kaçınılması gerekir.
9 ISLAK İMZA NEDİR.?
10 İNKÂR KASTI İLE ATILMIŞ İMZALAR nasıl olur?
Zanlı imza attığı belgeyi sonradan inkâr edeceğini ve böyle bir dokümanı kesinlikle imzalamadığını hesaplayarak kendi imzası dışında ürettiği farklı bir model imza kullanır. Bu tür de imzalar adli grafoloji ve belge inceleme uzmanlarının dikkatlice incelemesiyle tespit edilebilir. Zanlı ürettiği bu farklı model imzasına, orijinal imzasının da özelliklerinden bazı has karakteristik özellikleri taşıdığının farkında olmaz. Bu özellikler; imzaların başlangıcındaki el hareketleri, işleklik derecesi ve baskı kalitesi, dairesel dönüş hareketleri, noktalama hareketlerinin çekilişi, vb. hareketlerdir.
11 TAKLİT ETMEK SURETİYLE ATILMIŞ İMZALAR NELERDİR?
Bu tür imzalarda, şahıs taklit edilecek imza modelini önüne alarak değişik teknikler kullanmaya çalışır. Bu teknikleri sıralayacak olursak; şahıs bakarak taklit etmeye çalışacak, olmazsa bir süre imzaya bakmadan el hareketlerini geliştirmeye çabalayacak, yine olmazsa üstten şeffaf ve aydınlık bir ortamda imzayı kopya etmeye çalışacaktır.
Yine değişik ve sık kullanılmayan sahtecilik yöntemi de teknolojik cihazlar yardımıyla mevcut imzayı başka bir belge üzerine transfer etme şeklidir. Günümüzde bu konuda ıslak imza olup-olmadığı hususları medya gündemini işgal etmektedir.
Bazı insanlar, imza karakterlerini kendi adı ve soyadının başlangıcındaki harf karakterleri ile başlamazlar. Bu bilgiden yoksun suçlular mağdurların kimlik bilgilerine ulaştıklarında imza modelini de bilmediği için mağdurun ad veya soyadının başlangıcındaki harf karakterlerini kullanarak dokümanlar üzerine imza atarlar.
Örneğin, “Muhammet KARATAŞ” isimli sade vatandaş imzasını nüfus bilgilerinde yer almayan diğer ikinci bir adına atfen “Fahri” yazarak yatay ve dikey el hareketlerinden sonra dairesel bir el hareketi yaparak noktalama işareti ile bitirirken, uydurma suretiyle imza atmaya yeltenen şahıs “MKARATAŞ” yazısını el yazısı ile oluşturmaya gayret eder.
Bu tür imzalarda yavaş kırılmış, ürkek hatlar, kalem vuruşu, gereksiz harf ya da çekilişi düzeltme, bitiş kalem vuruşu, kaleme uygulanan baskı ve hız kalitesinde farklılık, bir sözcüğün başında fazla durma ya da yavaşlama, anlamsız işaretler, yazma açısını sık sık değiştirme bilirkişiler tarafından gözlemlenen bazı hatalardır.
13 “Yazı Yaşı” ibaresi nedir?
Haksız ve kolay maddi gelir elde etme alışkanlığını meslek haline getirmiş insanlar tarafından, düzenlenen dokümanlar üzerinde bulunan yazı ve rakamlara değer (20.000 TL. değerinde ki bir meblağın önüne yada arkasına rakam ilave edilmesi suretiyle değerin 120.000 TL. sına yada 200.000 TL.sına), miktar (33 Adet miktarının önüne yada arkasına rakam ilave edilmesi suretiyle miktarın 433 yada 334 Adetine) , tarih (29 Ekim 2003 tarihinde bulunan 3 rakamının 9 rakamına dönüştürülmesi), vb, ilave ve eklentiler yapmak suretiyle tahrifatlar yapılmaktadır.
Dünyada ve Ülkemizde bu tür tahrifata uğratılmış dokümanlar üzerinde bulunan farklı ya da aynı cins mürekkepli kalemlerle yazılmış yazıların hangisinin daha önce yazıldığı konusunda mağdur olan kişi veya kurumların mağduriyetinin giderilmesi maksadı ile araştırmaya ihtiyaç duyulmuştur.
Söz konusu belge üzerindeki ilave ya da eklenti yapıldığı iddia edilen yazı farklı cins mürekkepli kalemle yazılmış ise Kriminal Laboratuarlarında ve şahsımda bulunan cihazla bu mürekkep farklılığını ortaya çıkarabilmekteyiz. Ancak, ilk yazılan yazının ya da sonradan yazılan yazının hangi tarih diliminde yazıldığı hususunda hiçbir kurum ya da bilirkişi de bulunan cihazlar cevap verememektedir. Bunun sebebi de Dünyada ve Ülkemizde imal edilen Mürekkepli kalemler ve kağıtlar için bir standart yoktur. Standart olmadığından alt veri oluşturulamamaktadır.
Söz konusu belge üzerindeki ilave ya da eklenti yapıldığı iddia edilen yazı Aynı cins mürekkepli kalemle yazılmış ise bu durumda ne olacak? Birçok insanın mağdur edildiği bu sahtecilik türü için dünyada Kromatografi tekniği kullanılabilmektedir. Ancak, dokümanın orijinalliği bozulabilmekte ve aynı dokümana bir daha aynı deney tekniği uygulandığında aynı verilerin elde edilip edilemeyeceği sorusuna cevap verilememektedir. Yani, birinci Kromatografi tekniği uygulandıktan sonra belge üzerinde bulunan yazılar için elde edilen verilere mahkeme huzurunda itiraz eden tarafa cevap aranmak için aynı teknikle ikinci bir deneyle aynı sonuca ulaşılır mı?
Bir başka yöntemde belge üzerine yazılan ilk yazılar ile sonradan ilave yapıldığı iddia edilen yazılar arasında baskı izi ve kalitesi ile fulaj izi tespitine yönelik incelemelerdir. Bu tür incelemeleri de Ülkemizde tüm Kriminal Laboratuarları ve şahsımda bulunan cihazla yapılabilmektedir.
14. FULAJ İZİ NEDİR?
Kaleme uygulanan basınç sonucunda alt suret sayfalarda oluşan baskı izi olarak tanımlamak mümkündür.
Fulaj izi tespiti en fazla intihar ve tehdit vakalarında karşımıza çıkar. Kaleme uygulanan basınç sonucu oluşan derinliği etkileyen faktörler; zeminin sertliği, dokümanın nem oranı ve kalınlığıdır.
Elektrostatik cihazlarla kuru mürekkep serpiştirilerek fulaj izi tespit edilebilirken, bilirkişilerin alım gücüne hitap eden Regula Video spektral cihazlarla uygulanacak yatay ışık kaynakları ile de fulaj izi tespiti yapılabilmektedir.
15. Mühür ve kaşe izleri nasıl incelenir.?
Genelde belgelere resmi işlem özelliği kazandırmak için kullanılır. Sahte mühür izleri, pasaport, banka dokümanları, ithalat ve ihracat belgeleri, doğum tutanağı, vb. dokümanlar üzerinde bulunabilir. Resmi mühürler silgi (plastik), foto polimer veya metal kullanılarak özel amaçlarda kullanılmak maksadı ile üretilir. Bu nedenle kurumlarda kullanılan mühür sayıları az olmakla beraber kullanım yetkisi bir ya da birkaç kişi ile sınırlıdır.
Mühür ve kaşe izleri için uygulanan inceleme yöntemleri, materyalin gözle ve mikroskobik incelenmesi, filtre edilmiş ışık kaynakları yardımı ile incelenmesi, elde edilen izlerin birbiri üzerine bindirilmesi (çakıştırılması) şeklindedir.
16. ALDATMA (İĞFAL VE İKNA) KABİLİYETİ
Aldatma (İğfal ve İkna) Kabiliyeti genelinde uzman bilirkişilerce iki (2) alanda değerlendirme ve kanaat bildirilmektedir.
Bunlar;
A. Yetkililerin ve ilgililerin sahte dokümana ilk bakışta, dokümanın bir bütün olarak sahteliğinin nazari dikkatlerini çekip-çekmeyeceği hususudur. Yetkili ve ilgili külli sahte üretilmiş nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport, sağlık raporu, banknot, vb. dokümana ilk bakışta dokümanın külli sahte olduğunu anlayabiliyorsa ALDATMA KABİLİYETİNE HAİZ OLMADIĞI, külli sahte olduğunu anlayamıyor ise ALDATMA KABİLİYETİNE HAİZ OLDUĞU bilirkişi tarafından kıymetlendirilir. Örnek; Renkli fotokopi yöntemiyle üretilmiş bir nüfus cüzdanı ile bankadan kredi formu doldurarak kredi çekmeye çalışan, şirket kurmaya çalışan, noter vasıtasıyla bu belgenin fotokopisini onaylatan, çek karnesi tedarik etmeye çalışan, ev veya arsa satın alıp tapu belgesi çıkartmaya çalışan, vasıta satın alıp ruhsat çıkartmaya çalışan, trafik görevlilerince sürücü belgesi kontrolüne tabi olan şahıs, vb. işlemlerde yetkili ve ilgililerce sahte üretilmiş dokümanın sahteliğinin ilk bakışta fark edilmemiş olması dokümanın Aldatma Kabiliyetine Haiz Olduğu, fark edilmiş olması da Aldatma Kabiliyetine Haiz Olmadığı’na örnektir.
B. Yetkililerin ve ilgililerin belge üzerinde yapılmış mevcut tahrifatın (kısmi sahteciliğin) ilk bakışta nazari dikkatlerini çekip çekmeyeceği (Doküman üzerinde bulunan yazı, imza fotoğraf, tarih, vb. üzerinde yapılan değişiklikler) hususlarıdır. Örnek; Orijinal olan bir nüfus cüzdanı üzerinde yapılmış fotoğraf değişikliği, ad, soy ad, doğum tarihi, nüfusa kayıtlı olduğu yer gibi bilgileri üzerindeki tahrifatı yetkili ve ilgililerce ilk bakışta fark edilmemiş olması belge üzerinde yapılmış tahrifatın Aldatma Kabiliyetine Haiz Olduğu, fark edilmiş olması da Aldatma Kabiliyetine Haiz Olmadığı’na örnektir.
Aldatma Kabiliyeti derecelendirmesinde kıstas olan ilgilinin ve yetkilinin ilk bakışta nazari dikkatini çekip-çekmediğidir.
İlgili ve yetkili; mesleğiyle ilintili icracı birim ünitesinde görev almış, karşılaştığı dokümanın orijinali ile sık sık işlem yapan, göz, anlak, beceri ve melekeleri bu türde dokümanlara aşırı duyarlı kişidir.
17. TCK’da geçen kanunlar nelerdir?
Türk ceza kanununda geçen ilgili maddeler
CEZA MUHAKEMESİ KANUNU
Kanun Numarası: 5271
Kanun Kabul Tarihi: 04/12/2004
Yayımlandığı Resmî Gazete Tarihi :17/12/2004
Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 25673
BİRİNCİ KİTAP: GENEL HÜKÜMLER
BİRİNCİ KISIM: KAPSAM, TANIMLAR, GÖREV VE YETKİ
BİRİNCİ BÖLÜM: KAPSAM VE TANIMLAR
KANUNUN KAPSAMI
BİLİRKİŞİ RAPORU, UZMAN MÜTALAASI
Madde 67- (1) İncelemeleri sona erdiğinde bilirkişi yaptığı işlemleri ve vardığı sonuçları açıklayan bir raporu, kendisinden istenen incelemeleri yaptığını ayrıca belirterek, imzalayıp ilgili mercie verir veya gönderir. Mühür altındaki şeyler de ilgili mercie verilir veya gönderilir ve bu husus bir tutanağa bağlanır.
(2) Birden çok atanmış bilirkişiler değişik görüşleri yansıtmışlarsa veya bunların ortak sonuçlar üzerinde ayrık görüşleri varsa, bu durumu gerekçeleri ile rapora yazarlar.
(3) Bilirkişi raporunda, hâkim tarafından yapılması gereken hukukî değerlendirmelerde bulunulamaz.
(4) Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor örnekleri, duruşma sırasında Cumhuriyet savcısına, katılana, vekiline, şüpheliye veya sanığa, müdafiine veya kanunî temsilciye doğrudan verilebileceği gibi; kendilerine iadeli taahhütlü mektupla da gönderilebilir.
(5) Bilirkişi incelemeleri tamamlandığında, yeni bilirkişi incelemesi yapılması veya itirazların bildirilmesi için istemde bulunabilmelerini sağlamak üzere Cumhuriyet savcısına, katılana, vekiline, şüpheliye veya sanığa, müdafiine veya kanunî temsilciye süre verilir. Bu kişilerin istemleri reddedildiğinde, üç gün içinde bu hususta gerekçeli bir karar verilir.
(6) Cumhuriyet savcısı, katılan, vekili, şüpheli veya sanık, müdafii veya kanunî temsilci, yargılama konusu olayla ilgili olarak veya bilirkişi raporunun hazırlanmasında değerlendirilmek üzere ya da bilirkişi raporu hakkında, uzmanından bilimsel mütalaa alabilirler. Sadece bu nedenle ayrıca süre istenemez.